ileri gelen

Turkish-English Translation

  1. the great
  2. top liner
  3. top sawyer
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

ileri gelenler
prominent members Noun
ilerigelen
up-front
ileri gelen devlet adamı
leading statesman
ileri gelen finansçılar
foreign leaders Noun
ileri gelen firma
leading firm
ileri gelen gazete
key paper
ileri gelen işadamları
key businessmen Noun
ileri gelen kimse
dignitary
ileri gelen makamlar
the leading authorities Noun
ileri gelen parti politikacısı
front bencher
ileri gelen şahıs
person of rank
ileri gelen şahıs
persons of standing
ileri gelen vatandaşlar
civic headliners Noun
ayaklanma veya askeri harekâttan ileri gelen zararlara ait sorumluluğun hariç tutulması
war (and civil war) exclusion clause
denizaltı yer sarsıntısından ileri gelen büyük dalga
tidal wave
depremden ileri gelen ani ve yüksek deniz dalgası
tsunami Noun
hata ve kasıtsız ihmallerden ileri gelen zararlara karşı sigorta
errors and omissions insurance
ihtiyarlıktan ileri gelen düşüş hali
decrepitude
kötü hava şartlarından ileri gelen zararlara karşı sigorta
weather insurance
mücbir sebeplerden ileri gelen zarar veya hasar
damnum fatale
savaştan ileri gelen ruhsal çöküntü
shell shock
umutsuzluktan ileri gelen akıl bozukluğu
desperation
Turkish-English phrases from Zargan's own database